Ekonomistler piyasanın enflasyon beklentisindeki artışı nasıl yorumluyor?

“`html

Burak Abatay
BBC Türkçe

Türkiye’nin Nisan Ayı Enflasyon Verileri ve Piyasa Beklentileri

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 5 Mayıs Pazartesi günü saat 10.00’da Nisan ayı için enflasyon verilerini açıklayacağı bilgisini duyurdu. Bu gelişme öncesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasa katılımcılarının görüşlerinin yer aldığı Nisan 2025 Piyasa Katılımcıları Anketi’ni yayımladı.

Nisan 2025 Enflasyon Beklentileri Artış Gösterdi

71 farklı reel ve finansal sektör temsilcisinin katıldığı ankette, yıl sonu enflasyon beklentisi geçen döneme nazaran artış göstererek yüzde 28,04’ten yüzde 29,98’e yükseldi. Ayrıca, 12 ay sonrası için belirlenen Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) beklentisi yüzde 24,55’ten yüzde 25,56’ya çıkarken, 24 ay sonrası için bu oran yüzde 17,06’dan yüzde 17,69’a yükseldi.

TÜİK verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart 2025’te önceki aya göre yüzde 2,46 artış gösterirken, yıllık bazda ise yüzde 38,1’e gerilemiş durumda. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Hatice Karahan, 24 Nisan’daki Küresel Görünüm Forumu’nda, yıllık enflasyon oranının Mayıs 2024’te yüzde 75 seviyesindeyken, Mart 2025 itibarıyla yüzde 38,1’e düştüğünü ifade etti. Karahan, bu düşüşün piyasa ve hanehalkı beklentilerini olumlu yönde etkilediğini vurguladı.

Hazine ve Maliye Bakanı’ndan Açıklamalar

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de 18 Nisan’daki Uluslararası Ekonomi Zirvesi’nde yayınladığı video mesajında, enflasyonun 10 aydır sürekli bir şekilde azaldığını ve bu durumun devam edeceğini bildirdi. Şimşek, “Bu alanda güçlü bir siyasi iradeye ve sağlam bir programa sahibiz” şeklinde konuştu.

Yeldan’dan Eleştiriler

Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye’deki enflasyonun alarm verici bir düzeye ulaştığını ve yapısal bir sorun halini aldığını kaydetti. Yeldan, sadece para politikasının yeterli olmayacağını belirtirken, “Enflasyonu artıran faktörler arasında pandemi etkileri ve uluslararası tedarik zincirindeki aksaklıklar önemli rol oynamaktadır” diyerek Merkez Bankası’nın “heterodoks” politikalarının bu durumu daha da zorlaştırdığını ifade etti.

Yeldan, enflasyonla mücadelede daha geniş kitleleri kapsayan, sosyal adalet odaklı ve hedef odaklı gelir ve sosyal politikaların hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, 2023 Haziran ayında Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetiminin başına geçmesiyle rasyonel politikalara dönüş yapılacağına dair verilen sözlerin henüz hayata geçirilmeden kaldığını öne sürdü.

Ekonomik Güvensizlik ve Düşen Rezervler

Koç Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Cem Çakmaklı, 19 Mart’taki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun görevden alınmasının ardından piyasalarda oluşan güvensizliğin, sadece para politikalarıyla üstesinden gelinemeyecek bir duruma geldiğini belirtti. Çakmaklı’ya göre, Türkiye’nin rezervlerinde yaşanan hızlı azalma ve artan risk primleri bu güvensizliği daha da derinleştiriyor.

Çakmaklı, “19 Mart sonrası piyasalarda bir kırılma yaşandı ve bu durum geçici değil. İlk etapta 40-50 milyar dolarlık bir rezerv kaybı gerçekleşti. Şu anda net rezervler 7 milyar dolara geriledi ve para politikalarındaki güvenin de bu durumda etkili olamayabileceğine işaret ediyor” dedi.

Sosyal Adalet ve Enflasyonla Mücadele

Yeldan, enflasyonla mücadelenin sadece ekonomik verilerle değil, sosyal adalet temelinde de ele alınması gerektiğini vurguladı. TÜİK verilerine dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, düşük gelirli haneler için yaşanan enflasyon oranının resmi rakamlardan çok daha üst seviyelerde olduğuna dikkat çekti.

“Düşük gelir gruplarının tüketim alışkanlıkları incelendiğinde, karşılaştıkları enflasyon oranı yüzde 50-60 seviyelerinde” diyerek, “Merkez Bankası’nın açıkladığı yüzde 30’luk oran, bu grupların mutfak masraflarında iki katı olarak yansıyor. Bu şartlarda kimseye ‘enflasyonla mücadelede başarılıyız’ diyemezsiniz. Sürdürülebilir sosyal politikalar şart” ifadelerini kullandı.

Yeldan, Merkez Bankası’nın güven kaybı yaşadığı bir ortamda Şimşek’in “enflasyon düşecek” gibi açıklamalarda bulunmasının inandırıcı olmadığını dile getirdi. “Kamu tarafının enflasyonda düşüş istemediğini dahi düşünmek mümkün. Zira enflasyon, devletin borçlarını daha kolay yönetebilmesini sağlıyor” diye ekledi.

Gelecek Yıl İçin Beklentiler

Uzmanlar, Türkiye’nin enflasyon sorunuyla başa çıkabilmesi için tüm toplumu içeren, adil bir ekonomik mutabakat ile hareket edilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak mevcut siyasi atmosferin bu tür bir iradeyi desteklemediğini savunan Yeldan, “Gelir politikalarının uygulanması belirli bir maliyet getirir ve bu maliyetin kimin omuzlarına yükleneceği netlik kazanmalıdır” diye konuştu.

Çakmaklı, Türkiye’nin mevcut ekonomik programının sona yaklaştığına işaret ederken, “Döviz talebi sürerse ya faiz artırılacak ya da rezervler daha da düşmeye başlayacak. Turizm gelirlerine pozitif birşeymiş gibi güveniliyor, ancak bu sürdürülebilir bir çözüm değil. Eğer ekonomik verilere olumlu bir tepki verilmezse, enflasyon daha yüksek seviyelerde seyreder ve büyümeye dayalı yeni bir program açıklanması gerekecek” dedi.

“`

Related Posts

Hatice Ebrar Akbulut: İnanılmaz saldırı altındayız

Son zamanlarda insanın anlam arayışı ve mevcut sosyal medya düzeninden kaçışın yollarına dair denemeleri çok fazla görmeye başladım. Ya da dijital çağın sosyolojisi ilgi alanım olduğu için dikkatimi çekiyor olabilir. ‘Bir Başka Mesele’ programında içinde bulunduğumuz sanal düzeni anlamlandırmaya çalıştığımız konukların ortak görüşü de böyle. Çok değil 30 yıl öncesinde büyük bir özlem var. Bunun adı da sahicilik. Gerçeği arama ve hissetme hasreti de diyebiliriz. Yeni Şafak’ın Düşünce Günlüğü sayfasında

Emtia piyasalarında karışık seyir -18 Mayıs 2025

Emtia piyasaları, ABD ile Çin’in 90 gün süreyle gümrük vergilerini azaltma kararının yarattığı iyimserliğe rağmen, para politikası belirsizlikleri ve güçlenen dolar endeksinin etkisiyle haftayı karışık bir seyirle tamamlarken, altın, 6 ayın en kötü haftalık performansını kaydetti.

İBB’de hafriyat tekeli çöktü: Gelirler artık kamu hesabına aktarılıyor

Ekrem İmamoğlu döneminde İBB’ye ait hafriyat döküm sahalarının Murat Gülibrahimoğlu’nun uhdesine verildiği iddiası kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Aylık 1,5 milyar lirayı bulan gelirlerin belediye dışındaki özel hesaplara yönlendirildiği ortaya çıkarken, yürütülen soruşturma sonrası kontrol yeniden kamuya geçti. Devletin müdahalesiyle birlikte döküm sahalarının yönetimi İBB iştiraki İSTAÇ A.Ş.’ye devredildi ve artık hafriyat döküm ücretleri doğrudan belediyeye ait resmi banka hesabına yatırılıyor.

SGK uzmanı Özgür Erdursun: İkramiye değil, maaş zammı gerekli

SGK uzmanı Özgür Erdursun: İkramiye değil, maaş zammı gerekli

Tasarrufu halktan yapmışlar! Saniyede 271 bin lira vergi ödemişiz, kamu 409 bin lira harcamış!

Milyonlarca kişi ekonomik darboğaz yaşarken, ekonomi yönetimi tasarruf tedbirleri ile kemer sıkma yoluna giden ekonomi yönetiminin ağır faturayı halka ödettiği ortaya çıktı. Kamuda tasarruf edeceklerini söyleyen yönetimin milyonlara yüklediği …

ABD’den 200 milyar dolarlık dev anlaşma

ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap coğrafyasındaki ziyaretleri anlaşmalarla sonuçlanmaya devam ediyor. ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında 200 milyar doları aşan yeni ticaret anlaşması imzalandı.